Kronik Folikülit

Bu sitede yazılan her bir yazıyı uzun uğraşlar sonrasında bilimsel literatür ile destekliyor ve o şekilde yayımlıyorum. Her şeyi kanıtlamak gibi garip bir takıntım var. Lakin bu yazıda bunu ne yazık ki yapamayacağım.

Bu sitenin kurucusu olan ben (Mustafa Aydın) bir folikülit hastasıyım. Bu yüzden bu rahatsızlık hakkında yeteri kadar araştırma ve kendi üzerimde deneme yapabilme fırsatı buldum. Bu araştırmalarım sonucunda oldukça fazla şey öğrendim. Bu yazıda da tüm bildiklerimi sizler ile paylaşacağım. Bunları yaparken elimden geldiğince bilimsel literatürden kanıtlar kullanacağım ama ne yazık ki bu hastalık pek bilinen bir rahatsızlık değil ! Bu yüzden literatürden kullabileceğim kanıtların sayısı bir hayli az.

Nedir Bu Hastalık ve Neden Kimse Bilmiyor ?

Öncelikle folikülit dediğim hastalığı tanımlayarak başlayalım.

  • Kıl kökü iltihabı (Folikülit), en basit tabiri ile kıl kökünün iltihaplanmasına bağlı olarak gelişen bir cilt hastalığıdır. Bu durum genellikle bakteriyel veya fungal bir enfeksiyondan kaynaklanır. [ 1 ] Vücudun kıl folikülü barındıran her bölgesinde ortaya çıkabilmekle beraber genellikle kafa derisi veya sakal gibi bölgelerde görülür.
  • Çoğu folikülit vakası tetikleyici bir sebepten (cildi tahriş eden kıyafet, epilasyon, ağda, uzun süreli kortizonlu ilaç kullanımı, egzama – sedef veya HS gibi bazı deri hastalıkları) kaynaklanır [ 2 , 3 , 4 , 5 ]. Ve eğer bağışıklık sisteminiz ile ilgili bir sorun yok ise hastalık çoğu zaman kendini sınırlar ve birkaç gün içerisinde iyileşir.

Yukarıda yer alan tanım her internet sitesinde görebileceğiniz ve gittiğiniz her doktorun size yaptığı tanımdır. Ama bu tanım normal insanların yaşadığı folikülit problemini açıklıyor. Benim gibi aynı yerde sürekli olarak tekrar tekrar çıkan ve kafanızı yastığa koyduğunuzda verdiği acıdan ötürü geceleri uyutmayan folikülit bu tanıma girmiyor.

Öncelikle ben, benim yaşadığım folikülit için kronik folikülit terimini kullanmayı doğru buluyorum. Bu hastalığın sebebi ise direkt olarak bağışıklık sisteminde yaşadığınız bir sorundan kaynaklanıyor. Aslında bu hastalık HS yani Hidrdadenitis Suppurativa hastalığından çok farklı bir rahatsızlık değil ! Birçok hastada hem kronik folikülit hemde Hidradenitis Suppurativa aynı anda var.

Ama ne yazık ki tıp literatürü folikülitün kaynağını bakteriyel olduğunu düşündüğü için HS hakkında yapılan komorbidite araştırmalarında bu iki hastalık arasında yeteri kadar ilişki kurmuyor. Bu yüzden hastalığa kimse dikkat etmiyor. Günün sonunda benim ve sizin gibi hastalar ise tedavi olamıyor ve acı çekerek yaşamaya çalışıyoruz.

Kronik Folikülit Neden Olur ?

Emin olun dünya üzerinde bu soruyu cevaplayacak ben dahil hiçbir insan evladı yok. Ama merakınızı gidermek için biraz sesli düşünmem gerekirse.

Hastalık HS ile çok benzer yapıda. Bu noktada hastalığın sebebi tıkanan bir kıl folikülünden kaynaklanıyor olabilir.

Ya da bence bağışıklık sisteminde meydana gelen bir hata sonucunda normal şartlarda vücutta tepki yaratmayacak bir proteine karşı hassasiyet geliştiriyor da olabiliriz. Tıpkı bir Hashimato hastasının kendi Tiroidini yok etmesi gibi bizlerde kendi kıl foliküllerimize sürekli saldırıyor olabiliriz.

Kısaca olabilir de olabilir. Ama bir şeyi anlamanızı istiyorum. Teknik olarak eğer vücudunuzdaki bir dokuya bağışıklık sisteminiz saldırıyor ise vücudunuzda mutlak suretle inflamasyon olacaktır. Ve eğer biz inflamasyonu düzeltebilirsek bu hastalığı da düzeltebiliriz.

Sorunlu Sitokinler

Aşağıdaki sitokinleri elimden geldiğince bilimsel literatürden desteklemeye çalışıyorum ama ne yazık ki hiçbir dermatolog bu konu hakkında çalışma yapmadığı için elimden bu kadar geliyor.

Eğer bir dermatolog iseniz ve bu konudaki eksik makaleleri tamamlamak istiyorsanız benimle iletişime geçebilirsiniz.

Öncelikle bilimsel literatürden gidelim. Son yıllarda yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki, bu hastalıkta iki sitokin bunlar TNF-alfa ve İnterlokin-1 beta‘nın artmış seviyelerini görüyoruz. [ 6 , 7 ]

Bununla birlikte buradaki bilgilerin bizim için çok yetersiz olduğunu belirtmem gerekir. Çünkü hem TNF-alfa hemde İnterlokin-1 beta iki bağışıklık baskınlığı durumunda da artabilirler. Bu yüzden bu konuyu açıklığa kavuşturmak için çok daha ileri düzey araştırmalara ihtiyacımız var.

(Ama bu araştırmaları kimse yapmıyor ve bundan dolayı çok üzüntü duyuyorum. Bu yüzden aşağıya daha ileri düzey araştırmalara rehberlik edebilmesi adına bazı bilgiler bırakıyorum. Belki bir gün bir doktor burayı okursa bu mekanizmalara açıklığa kavuşturmak isteyebilir.)


Kendi Teorilerim

“Bu bölümde yazdığım her şey tamamen şahsi fikirlerime dayanmaktadır. Bu yüzden kesin bir bilgiymiş gibi ele alınmamalıdır. Bu bilgileri sadece daha fazla araştırmaya rehberlik etmesi ve hastalığa farkındalık oluşturabilmek amaçlı yazıyorum.”

Kendi gözlemlerime göre hastaların çok büyük bir bölümü bu hastalığı Th1 baskınlığından ötürü yaşıyor. Ama Th2 baskınlığı ile bu hastalığı yaşayan insanları nadiren de olsa görüyorum. 

Kendi üzerimde yaptığım denemelere dayanarak hastalıkta (IFN-γ , IL-1b , IL-6 , IL-17 , IL-23 , TNF-alpha) ve TH1 ve TH17 yollarının daha aktif olduğunu düşünüyorum.

Yine kendi üzerimde yaptığım denemeler dayanarak sistematik dolaşımdaki IL-10 ve Treg seviyelerinin (bende sayıları ile alakalı bir sorun var ama başka insanlarda işlevleri ile alakalı bir sorunda olabilir) daha düşük olduğunu düşünüyorum. 

Bu yüzden bu bağışıklık bozukluklarının gözden geçirilmesinin bu hasta popülasyonunda yararlı olabileceğini düşünüyorum. 

Dediğim gibi eğer bir dermatolog bunları kanıtlamak isterse benimle iletişime geçebilir. Beni denek olarak kullanabiliriz. (Ben doktor olmadığım için yayın yapamıyorum.)

Mutlaka Yapılması Gereken Tahliller

Bağışıklık sisteminizde eğer bir sorun var ise size bunu söyleyebilecek birden fazla kan tahlili olduğunu unutmayın. Dürüst olmak gerekirse geleneksel doktorlar bu tahlilleri rutin olarak istemiyorlar. 

Bu bağlamda size kendi sağlığımı düzene sokabilmek için kendi üzerimde rutin olarak yaptığın tahlillerden bahsetmek istiyorum. 


Homa-IR  

İnflamasyon genel olarak insülin direncini artırır [ 8 ] . Bu yüzden inflamasyonun olduğu bütün hastalıklarda insülin direnci çoğunlukla yüksek çıkacaktır. Bundan dolayı bu tahlili kendimde yapmayı seviyorum. 

İnsülin direncinin yükselmesinin en yaygın sebebi, çok fazla yemek yemek ve çok az hareket etmekten kaynaklanır. Bu yüzden yediklerinize dikkat etmek ve gün içerisinde daha fazla hareket etmek insülin direncini genel olarak düzeltir. Ama bazen altta yatan çok daha derin sorunlar olabilir. Bu gibi durumları daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki makaleleri de okumanızı tavsiye ederim.


C Reactive Protein (CRP)

İnflamasyonu ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir tahlil. Ama bazı durumlarda yüksek inflamasyon olsa bile bu tahlil artmayabiliyor. Kendi üzerimden örnek verecek olursam HS yüzünden alevlendiğim ve ciddi anlamda acı çektiğim bir dönemde CRP değerim sadece 4.9’du. Bu yüksek bir değer ama o kadar da yüksek değil. 

Bu yüzden CRP tahliline rutin olarak bakmanın önemli olduğunu ama bu tahlile tek başına güvenilmemesi gerektiğini düşünüyorum.


ESR veya Fibrinojen

Bu pıhtılaşma faktörleri kronik inflamasyonu ölçebilmek için oldukça iyi iş çıkartıyorlar. Bazı sepesifik durumlarda yanlış sonuçlar verebiliyorlar bu yüzden bu değerlerin mutlaka nitelikli bir sağlık uzmanı tarafından yorumlanması gerekiyor. Bu durumların ne olduğunu ve eğer bu tahliller yüksek çıkarsa nasıl düşürülebileceklerini aşağıdaki makalelerde anlattım. Onlara bakabilirsiniz.

Bu tahlillerin haricinde rutin metabolik tarama testlerini ve yaygın kullanılan vitamin tahlillerini (folat, B12, D vitamini, Çinko) gibi sürekli olarak almayı tercih ediyorum.

Mustafa Aydın’ın Folikülüt’ten Kurtulmak İçin Favori Yöntemleri;

Dediğim gibi kendim de oldukça şiddetli bir HS ve Folikülit hastasıyım. Bu yüzden yıllar içerisinde kendi üzerimde tonla deneme yapıp neyin işe yarayıp yaramadığını çok iyi anlayabildim. Aşağıda daha fazla bilimsel çalışmaya rehberlik edebilmesi adına kendi üzerimde kullandığım yolların, takviyelerin ve vitaminlerin bir listesini veriyorum. Bunları kendiniz üzerinde kullanmanız için değil, doktor arkadaşların bu konular hakkında daha fazla araştırma yapabilmesi için paylaşıyorum. Eğer çok hastaysanız ve bazı şeyler denemek istiyorsanız. Bu makaleyi doktorunuzla konuşabilirsiniz. Doktorunuz size en uygun tedaviye karar verecektir.

  1. AMPK’yı aktive etmek (İnsülin Direnicini iyileştirebilmek için olmazsa olmaz)
  2. MTor’u engellemek (Dönüşümlü bir MTor döngüsüne sahip olmak en iyisidir)
  3. Akdeniz Diyeti (Bu şekilde beslenmeyi seviyorum)

Favori Takviyelerim;

  • Güneş /UVB ışığı [ 1 ] – UVB, IFNy’yi Th1 hakimiyetinde azaltır , ancak Th2 hakimiyetinde arttırır . Hem Th1’i hem de Th2’yi azaltır . Ayrıca IgE yanıtlarını azaltır.
  • Kurkumin [ 2 ]
  • Çörek Otu Tohumu Yağı [ 7 ] (Hem Th1 hem Th2 yanıtına yardımcı olur. IL-10’u artırır)
  • Resveratrol 2 ]
  • EGCG [ 51 , 52 ] (MHC I&II, CD11c, CD40, CD80 ve CD86)
  • Tarçın [ 39 ] (MHCII, CD80, CD86, CD275)
  • Natürel Sızma Zeytinyağı 63 ] (CD40)
  • Balık Yağı/DHA+EPA 43 ] (CD40 ve CD86)
  • Zeytin yaprağı 64 ] (CD40)

Favori Vitaminlerim;

  • D3 Vitamini [ 41 , 42 ] (CD80, CD86 ve MHC II)
  • Çinko [ 55 , 56 ] (MHC II, CD86)
  • A vitamini  [ 41 ]
  • C vitamini [ 42 ]
  • Folat [ 43 ]
  • Çinko [ 44 ]
  • B Vitaminleri Genel Olarak [ 45 ]
  • B-12 Vitamini [ 92 ]

Yukarıda listelediğim vitaminleri genel olarak üst limitlerde tutmayı tercih ediyorum. Bu şekilde inflamasyon seviyelerimi düşürebiliyor ve bağışıklık sistemimin kendi kendine zarar vermesini engelleyebiliyorum.

Burada listelediğim herşeyi kendi üzerimde denediğim ve herhangi bir yan etkisi olmadan kullandım. 2 yıldan beri herhangi bir folikülit veya HS ile ilgili semptom yaşamıyorum. Tabii ki bu vitaminlere ve yaşam tarzıma dikkat ettiğim sürece. 

Burada yer alan bilgilerin kendi üzerimde işe yaramış olması sizin üzerinizde de işe yarayacağı anlamına gelmez. Her şeyden önce hala daha tıp literatürünün otoimmün folikülit gibi bir hastalığı kabul etmiş değil. Ama kendimde dahil olmak üzere birçok insanda bu hastalığı görüyorum. Ve onlara yardımcı olamadan durmak beni gerçekten üzüyor. 

Bu yüzden buradaki makaleyi bilimsel literatürün bir özeti olacak şekilde değil, kişisel deneyimlerimin bir özeti olacak şekilde tasarladım. Umarım bir gün bir dermatolog bu rahatsızlığa birazda olsa dikkat çeker ve insanlara yardımcı olur. 

Son olarak buradaki bilgileri bir tedavi olarak kullanmamanız gerektiğini unutmayın. Eğer çok ciddi bir folikülit hastasıysanız bu makaleyi doktorunuz ile konuşabilirsiniz. Doktorunuz hastalığınıza sebep olan altta yatan sebepleri bulmalı ve onları tedavi etmelidir.

Mustafa Aydın

Mustafa Aydın

İçinde bulunduğumuz bilgi çağında insanların hala daha olaylara dar bir merceğin arkasından bakmalarından ve de doğru bilginin bu kadar zor ulaşılabilir bir halde olmasından sıkıldım. Bu yüzden akademikveri.com'u kurdum.

Subscribe
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Cemal

Teşekkürler . Gerçekten bu hastalığı çeken bilir. Artık hastanelerden ümidini kesmiş birisi olarak bu yazıyı görmek beni çok sevindirdi.

Akademikveri.com
Logo
Akakdemikveri.com'a gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz. Lakin henüz üyelik sistemini aktif hale getirmedik. Daha sonra tekrar deneyebilir veya bize ulaşmanız gerekiyor ise iletişim sayfasına bakabilirsiniz.